DİĞER
Onyıllardır fizik, matematik, iktisat, tarih, siyaset, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi pek çok alanda kitap yayımlamakta olan ve Boğaziçi’nin atanmış rektörü Naci İnci’nin kararıyla kapatılan Boğaziçi Üniversitesi Yayınları’nın bastığı bazı kitaplar…
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Derdim öz Türkçe ya da Osmanlıca kapışması değil: Okuma yolculuğumun öğrettiklerinden biri, önemli olanın sözcük seçimi değil, sözdizimi (sentaks) olduğudur. Hangi sözcükleri önceleyerek yazarsanız yazın (ya da çevirirseniz çevirin), dil estetiği demek olan ahengi bilmezseniz, ortaya çıkan metinden hayır gelmeyecektir. Bu da dil bilinci demek olan uyumlu sözcükleri birlikte kullanmakla ilgili bence."
Bugün akademik sınırlar içinde hissettiğimiz çaresizliğin panzehirini, Latour’un şikâyet ettiğimiz hemen her şeyin gücünü, arındırma faaliyetlerinden aldığına yönelik argümanında bulabiliriz...
"Hem 17 Haziran’da hem Beyaz Ev’de haritasız, pusulasız, tüketime sırtını dönmüş, coğrafyasız, kimliksiz, eşya ve nesne biriktirmeyen, kütüphanesi olmayan bir yazar var."
Siyasî iktidarın söylemini kendine rehber edinen bir yayıncılık anlayışının yayıldığını vurgulayan bildiride, "Hangi mecradan, kim tarafından gelirse gelsin ayrımcı, cinsiyetçi, homofobik söylemler kabul edilemez. Yazılarımızla katkıda bulunduğumuz tüm yayınlar için bu görüşümüz geçerlidir" ifadeleri yer alıyor
Ferit Edgü: Bizler, 1950’lerde kalemi elimize aldığında, dilimize sarıldık. En büyük önemi dile verdik. Günümüzün genç yazarlarında -hoş, yalnız genç yazarlar değil- diline karşı bir sevgi, saygı eksikliği görüyorum.
Bir zamanlar ‘Kürtçe’ sözcüğü bile sözlüklerden çıkarılmıştı, ‘toplumdilbilim’ sözcüğünü ise bugün hâlâ ne genel sözlüklerde bulabiliyoruz, ne de resmî kaynakçalarda. Oysa bu disiplin, bizim toplumumuzun en temel insani gerçeklikleriyle ilintilidir
Amerikan edebiyatının kenarda kişiliklerinden Cormac McCarthy'de yol artık keşif, özgürlük, umut sunmaz. Yolda ilerlemek, yer değiştirmek, yaşanacak bir gün daha kazanmaktan başka anlam taşımaz...
Siftah'ın yeni söyleşisi Yapı Kredi Yayınları'ndan Bir Dükkânı Beklemek adlı ilk öykü kitabını yayımlayan Uğur Nazlıcan ile...
İnsan haklarının, sürekli olarak hayvan hakları ile çarpıştırıldığı ve her nosyondan üstün tutulduğu; doğanın ise bir kaynak olarak görüldüğü bir sistemde, hayvanların hakları da tabii ki yok sayılıyor...
Veganlık –vegan olan pek çok kişinin de belirteceği gibi– her şeyden önce politik bir duruştur. Aksiyonlarının farkında olmak, sonuçlarını öngörebilmek, gıda kolektiflerine destek olmak, üretim tekeline karşı gelmek gibi detaylarla doludur
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.